Yazar "Karaman, Seda" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Yayın Yapısal risk ve kontrol riski değerlendirmelerinin denetim sürecine katkılarının bankacılık ve reel sektör açısından değerlendirilmesi(Işık Üniversitesi, 2019-05-22) Karaman, Seda; Eyüpgiller, Sait Saygın; Işık Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Muhasebe ve Denetim Yüksek Lisans ProgramıEkonomik hayatın önemli unsurları olan şirketler ve bankalar her gün gerçekleştirdikleri faaliyetler sırasında pek çok risk ile karşılaşmakta ve gelişen ekonomik ortamda bu risklerin etkin bir şekilde yönetilmesi her gün daha fazla önem kazanmaktadır. Risk Yönetimi sürecinin önemli bir parçası olan yapısal risk ve kontrol riski değerlendirmeleri, şirket yönetimlerine risklerini önceden tespit ederek bu riskleri önlemeye yönelik aksiyonları alma imkânı sağlamakta, firmanın maddi ve manevi zarara uğramasını engellemektedir. Bu çalışmanın temel amacı; yapısal risk (içsel risk) ve kontrol riski (artık risk) değerlendirmelerinin denetimin etkinliğini artırdığı tezini savunmaktır. Denetim öncesi gerçekleştirilen yapısal risk ve kontrol riski değerlendirmelerinin denetim evreninin belirlenmesi ve yüksek riskli alanların önceliklendirilmesi açısından son derece önemli olduğu düşünülmektedir. İşletmenin önceden tespit edilmiş riskli alanlarına odaklanılarak denetimin etkinliği artırılmakta, zaman ve personel açısından kaynak verimliliği sağlanabilmektedir. Çalışma kapsamında günümüzün en önemli kavramlarından olan sürdürülebilirlik kavramı üzerinde de durularak; risk kontrol değerlendirmelerinin gerek işletmelerin sürdürülebilirlik ile ilgili çalışmalarına katkılarına gerekse risk kontrol değerlendirmeleri ile desteklenen risk yönetimi ve denetim faaliyetlerinin işletmelerin kurumsal sürdürülebilirliği üzerindeki katkılarına değinilmektedir. Yapısal risk ve kontrol riski değerlendirmelerinin denetim sürecine yaptığı katkılar çalışma kapsamında reel sektör ve bankacılık sektörü göz önünde bulundurularak değerlendirilmektedir. Risk kontrol değerlendirmelerinin yasal zorunluluklar nedeni ile bankacılık sektöründe daha etkin bir şekilde yapılmakta olduğu vurgulanarak reel sektörde yer alan firmaların bu konuya yaklaşımları karşılaştırmalı olarak değerlendirilmektedir. Çalışmada ayrıca yerel işletmeler ile yabancı menşeli işletmelerin risk kontrol değerlendirmesine bakış açılarına da yer verilerek bu işletmeler arasındaki farklılıklar üzerinde de durulmaktadır. Çalışma kapsamında banka ve şirketlerin uygulamalarını paylaşmak istememeleri nedeni ile risk kontrol değerlendirmesi uygulamalarına yer verilememiş olsa da firmaların faaliyet raporları ve sürdürülebilirlik raporları üzerinden içerik analizi yapılarak bankacılık sektörü ve reel sektör açısından risk kontrol değerlendirme sürecine bakış açısı yorumlanmaya çalışılmaktadır. Bu çalışma süresince risk kontrol değerlendirmesi süreci ve denetim ilişkisi hususunda yerli ve yabancı kaynaklardan yararlanılarak literatür taraması yapılmış olup reel sektör ve bankacılık sektörü karşılaştırmasını içeren herhangi bir araştırmaya rastlanmamıştır. Literatürde bu alanda yer alan araştırmalar daha çok risk yönetimi, kurumsal risk yönetimi, operasyonel risk yönetimi ya da denetim konularında yapılan akademik çalışmalardır. BIST Sürdürülebilirlik endeksinde Kasım 2017-Ekim 2018 döneminde yer alan 50 firmanın faaliyet raporları ve sürdürülebilirlik raporları üzerinde gerçekleştirilen içerik analizi çalışmamız sonucunda yapısal risk ve kontrol riski değerlendirmelerinin en etkin şekilde bankacılık sektöründe yapıldığı gözlenmiştir. Bankacılık sektörü kadar olmasa da etkin risk kontrol değerlendirmesi yaptığı düşünülen işletmeler Sermaye Piyasası Mevzuatına tabi olan halka açık işletmelerdir. Bu işletmelerden özellikle Borsa İstanbul Sürdürülebilirlik Endeksi’ne (BIST) tabi işletmelerin yapısal risk ve kontrol riski değerlendirmelerini diğer işletmelere göre daha etkin bir şekilde yaptıkları düşünülmektedir. Bankaların risk kontrol değerlendirmesi yöntemini kullanmalarının en önemli sebeplerinden birinin tabi oldukları yasal mevzuatın onları risk kontrol değerlendirmesi yapmaya zorunlu tutması olduğu görülmüştür.