Meslek Yüksekokulu Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 14 / 14
  • Yayın
    Meslek yüksekokulunda görev yapan öğretim elemanlarının eğitim becerileri ve mesleki doyumu arasındaki ilişkinin incelenmesi: bir vakıf üniversitesi örneği
    (Erzurum Kültür Eğitim Vakfı, 2024-03-20) Ulupınar, Sevim; Çevik Akkuş, Güneş
    Çalışmanın amacı, öğretim elemanlarının eğitim becerileri ve mesleki doyumu arasındaki ilişkiyi belirlemektir. Araştırma tanımlayıcı ve ilişki arayıcı tiptedir, örneklemi meslek yüksekokulunda görevli 86 öğretim elemanı oluşturmuştur. Veriler, bilgi formu, Mesleki Doyum Ölçeği ve Eğitim Becerileri Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Veriler, aritmetik ortalama, t testi, ANOVA, korelasyon ve regresyon analizi kullanılarak değerlendirilmiştir. Öğretim elemanlarının %56,6’sı eğitim becerilerine yönelik eğitim almadığını, %92,8’i eğitim becerileri eğitiminin zorunlu olması gerektiğini, %51,8’i eğitim becerileri düzeyinin oldukça yeterli olduğunu ifade etmiştir. Katılımcıların eğitim becerileri ölçeği toplam puanının 155,90±16,81 (min:38-max:190), mesleki doyum ölçeği toplam puanının 80,29±9,62 (min:20-max:100) olduğu belirlenmiştir. Eğitim becerileri ölçeği ile cinsiyet, akademik unvan, eğitim becerisi algısı ve mesleki doyum algısı arasında istatiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur. Mesleki doyum algısı yüksek olan ve işini sevenlerin mesleki doyum ölçeği puanı daha yüksektir. Eğitim becerileri ölçeği ve alt boyutları ile mesleki doyum ölçeği arasında, pozitif yönde orta düzeyde ilişki vardır. Öğretim elemanlarının eğitim becerileri ve mesleki doyum düzeyinin yüksek olduğu belirlenmiştir. Araştırma sonucuna göre, mesleki doyum, eğitim becerilerinin %22,2’sini tek başına açıklamaktadır, mesleki doyumda gerçekleştirilecek bir birimlik iyileşme, eğitim becerileri üzerinde %82,3 oranında bir artışa neden olacaktır. Bu sonuçlar doğrultusunda mesleki doyum arttığında, eğitim becerilerinin artacağı, mesleki beceri geliştiğinde de mesleki doyumun artacağını söylemek mümkündür. Öğretim elemanlarının, mesleki doyumu ve eğitim becerilerini geliştirmeye yönelik eğitim ve çalışmalar yapılması önerilmektedir.
  • Yayın
    Rhodiapolis Piskoposluk Kilisesi mozaikleri
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-11-03) Yeşil Erdek, Şehrigül
    Rhodiapolis antik kentinin (Kumluca, Antalya) akropolisinde yer alan üç nefli kilise, batısında narteks, doğusunda apsis ve yan mekânlarıyla erken dönemin klasik bazilika plan tipine sahiptir. 2007 yılında başlayan kazılarda kilisenin narteks, orta ve yan nefleri ile prothesis bölümlerinde opus tessellatum tekniğindeki geometrik desenlerden oluşan mozaikler ortaya çıkarılmıştır. Mozaiklerin tümü mermer, kireç taşı ve pişmiş toprak malzemeden düzgün kesilmiş küp biçimli polykrom tesserae ile yapılmıştır. Pano desenlerinin ortak özelliği, beyaz zemin üzerine sarı, kırmızı, pembe, bordo, mavi renkler kullanılarak oluşturulmuş geometrik desenlerin, üç boyutlu bir etki yaratacak şekilde gölgelendirilerek işlenmiş olması ve bunların siyah veya siyaha yakın gri renkli tesserae ile sınırlanmış olmasıdır. Farklı geometrik düzenlemelere sahip on panodan oluşan kuzey nefte ve kesintisiz devam eden tek bir panodan oluşan güney nefte bordür kullanılmamıştır. Prothesis ve orta nefte panolar bordür kullanılarak kapalı bir formda düzenlenmiştir. Nartekste ise, mekân üç ana panoya bölünmüş ve sadece kuzeydeki iki panoda bordür kullanılmıştır. Ayrıca ana desenlerin işçiliklerindeki kalite mekânlara göre farklılık gösterir. Bu farklılıklar kilise mekânlarına ait taban mozaiklerindeki farklı atölyelere işaret eder. Rhodiapolis Kilisesi mozaiklerinde kullanılan Geç Antik Dönem repertuarından seçilmiş desenlerin yakın benzerleri, genellikle 5. yüzyıl ve 6. yüzyıl başına tarihlenen mozaiklerde görülür. Ancak yakın yerleşmeler dikkate alındığında, bu mozaiklerin 5. yüzyıla ait oldukları söylenebilir.
  • Yayın
    Sağlık hizmetleri meslek yüksekokulu öğrencilerinin yaz okulu tercih nedenleri hakkındaki tutum ve görüşleri
    (Erzurum Kültür Eğitim Vakfı, 2023-09-15) İncedere, Levent; Tunç, Sezen
    Çalışmada, sağlık hizmetleri meslek yüksekokulu öğrencilerinin yaz okulu tercih nedenleri hakkındaki görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma, 1Ağustos 2022 - 19 Ağustos 2022 tarihleri arasında bir vakıf üniversitesine bağlı Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’nda yaz okulundan ders alan 102 öğrenci ile yapılan, tanımlayıcı tipte kesitsel bir araştırmadır. Veriler, “Yaz Okulu Tercih Nedenleri” anket soruları ile toplanmıştır. Verilerin analizi ve tanımlayıcı istatistikler, T-tesi ve ANOVA testi ile yapılmıştır. Katılımcıların demografik dağılımları değerlendirildiğinde; %68,6’sinin kadın, %79,4’ünün gündüz grubunda eğitim görmekte, %33,3’ü %75 burslu öğrenci olduğu ve %69,6’sinin yaz okulu sonunda mezun olabileceği tespit edilmiştir. Anketin alt boyutlarına ait ortalama puanlar değerlendirildiğinde; yaz okulu ile ilgili düşünceler 19,68±3,9, yaz okulu tercih nedenleri 21,91±5,33, yaz okulu yapılan üniversitenin tercih nedenleri 12,03±3,98 olarak tespit edilmiştir. Öğrencilerin yaz okulu tercih nedenleri alt boyutunda istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilmiştir (p<0.05). Kadınların erkeklere göre; yaz okulu tercih nedenleri ile ilgili puanı daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Üniversitelerde giderek yaygınlaşan ve araştırma bulgularına göre öğrencilere olumlu katkılar sağladığı belirlenen yaz okulu uygulamalarının, geliştirilmesi yönünde adım atılması, ücretsiz hale getirilmesi veya sembolik ücretler alınması, yaz okuluna ilişkin görüşlerin daha kapsamlı olarak incelenmesi, meslek yüksekokullarında daha büyük örneklem gruplarıyla yaz okulu ve öğrenci görüşlerine ilişkin kapsamlı araştırmaların yapılması önerilmektedir.
  • Yayın
    Health ethics and obesity
    (Peter Lang AG, 2023-04-06) Narcı, Mustafa; Bulut, Nuriye Esen
    [No abstract available]
  • Yayın
    The use of the density threshold value as a shape descriptor on the toxicity of benzene derivatives
    (Swift Journals, 2016-09-01) Ensari Özay, Müge; İnel, Yüksel
    The Quantitative Structure Activity Relationship (QSAR) method, based on the three-dimensional (3D) shapes of formal molecular bodies and computed molecular descriptors, was used to calculate the octanol-water partition coefficient (logKow) of benzene derivatives to indicate their toxicity. The aim of this study is to use electron density threshold values as descriptors in predicting toxicology of benzene derivatives. Through Density Domain Analysis (DDA), a shape fragment database of benzene derivatives was constructed. Electron density threshold values were generated from molecular isodensity counter surfaces (MIDCO) of benzene molecules that were calculated at the ab initio HF/6-31G* level. Multiple linear regression analyses were performed, and two successful QSAR models were obtained. The analysis of variance (ANOVA) ratio for regression (F) and the significance of F (Fs) values was also used to evaluate the predictive power of the established QSAR models. The results indicate that the electron density threshold value, “a”, gives a specific description of the 3D shape of electron density clouds. These models were further analyzed by three 3D shape features as one local and two global descriptors based on the electron density threshold “a” value. The global and local properties of benzene derivatives were found to exhibit similar toxicity behaviors.
  • Yayın
    Vaka çalışması: otel mutfağı ergonomik risk değerlendirmesi
    (Rüştü Uçan, 2018-04-01) Yılmaz, Kadir; Ensari Özay, Müge
    Bu vaka çalışmasında butik bir otelin mutfak bölümünde çalışanların el ile kaldırma ve taşıma pozisyonları NIOSH (Ulusal Mesleki Sağlık ve Güvenlik Enstitüsü) ve Snook yöntemleri kullanılarak ergonomik analiz edilmiştir. Çay ocağında çalışan personelin tutacakları kötü durumda olan damacanları kaldırarak semaveri uygunsuz bir biçimde doldurduğu saptanmıştır. NIOSH yöntemi ile analizi yapılmış ve kaldırma indeksi hem başlangıç hem de varış pozisyonu için sırasıyla 3.7 ve 5.4 olarak hesaplanmıştır. Her iki pozisyon içinde kaldırma indeks değeri 3’den büyük olduğu için iş çok riskli olarak tespit edilmiştir. Çalışanın gün içinde işlemi tekrarlaması uzun vadede iş ile ilgili kas iskelet sistemi rahatsızlıklarına yol açabileceğinden kesinlikle iyileştirme gerektiren bir iş olarak tespit edilmiş ve iyileştirme önerileri sunulmuştur. Mutfakta bulaşık sepeti taşıma işi de Snook tabloları yöntemi ile analiz edilmiş, çalışanın bu yükü taşımasında herhangi bir risk bulunmamış olmasına rağmen iyileştirme olarak sepeti taşıması için el ile itilebilen tekerlekli bir taşıma aracı kullanması önerilmiştir.
  • Yayın
    Analysis of occupational health and safety data between 2003 -2015 in Turkey
    (PressAcademia, 2017-12-30) Ensari Özay, Müge; Coşkun, Selden
    Purpose - The aim of this study was to analyse the officially recorded data of Turkey on occupational accidents by covering various kinds of data between the years 2003 - 2015. By this study a view is aimed to be taken over Turkey’s behaviour on occupational health and safety. Methodology – In this study, the statistical yearbook of the Social Security Institution (SSI) of the Republic of Turkey has been used as a data source. These data are arranged yearly and the trend is evaluated. Findings- The number of occupational accidents had fluctuations as increases and decreases between the years 2003-2012. After the year 2012, the number of occupational and fatal accidents had increased more than twice. The occupational accidents have occurred at the highest rates in the most populated and industrialized two cities in Turkey. Economic activities having the highest percentage of occupational accidents has been determined and interpretated. Conclusion- Occupational accidents can be reduced by taking effective and preventive measures. There are some tasks that should be fulfilled in order to create a secure work place by employers and employees. Employers should apply occupational health and safety legislation and take preventative measures and train the employers regularly against work related accidents. Furthermore, employees should be conscious and careful about the accidents and fulfill their obligations regarding to work safety while working. Public institutions should work more on creating a secure work place and creating a culture of work safety.
  • Yayın
    Güvenli ve sürdürülebilir nanoteknoloji uygulamaları
    (Rüştü Uçan, 2018-04-01) Gül, Ayşenur
    Son zamanlarda, nanoteknolojinin gündelik hayatımızda yer alması ile tekstil, kaplama, katalizör, tıp, elektronik, gıda, enerji gibi çeşitli sanayi ve teknoloji sektörlerinde önemli değişiklikler ve gelişmeler kaydedilmiştir. Nanoteknoloji, pek çok malzemenin yapısında son derece küçük ölçekte değişiklikler yapabilmeyi sağlayan bir bilim dalıdır. Ayrıca, mevcut malzemelerin belirli bir amaca yönelik olarak geliştirilebilmesi ve daha hafif, reaktif olmayan ve daha güçlü ve dayanıklı alternatifler üretmek de mümkündür. Araştırma laboratuvarlarının yanı sıra endüstriyel ve ticari alanlarda da nanoteknoloji uygulamaları artmaktadır. Nanomalzemeler ile çalışan işçiler ve işverenler bu maddelere solunum, cilt ile temas veya yutulma yoluyla maruz kalabilirler. Fakat, nanomalzemelerin çevre ve insan sağlığı üzerindeki riskleri ile ilgili henüz yeterli veri oluşmamıştır. Bunun yanında, bu malzemelerin bazıları, yüksek yüzey alanlarına, çok düşük ateşleme enerjilerine ve sıcaklıklara bağlı olarak iş yerinde patlama ve yangın çıkartabilir. Bu raporun amacı, nanomalzemelerin potansiyel sağlık etkisini ve iş yeri tehlikelerini tanımlamak ve bu materyallerin güvenlik kültürü ve kontrol yöntemlerini geliştirmektir.
  • Yayın
    Sağlıkta dönüşüm politikalarında Türkiye ve İngiltere karşılaştırması
    (PressAcademia, 2021-12-31) Tunç, Sezen; Yarar, Onur
    Amaç- Araştırma, Türkiye ve İngiltere’nin sağlık politikalarının dönemsel olarak karşılaştırılması amacı ile yapılmıştır. İngiltere’nin geçmişten günümüze, AB (Avrupa Birliği)’ye giriş ve çıkış sürecinde, ekonomik ve toplumsal tüm olayların sağlık politikasına etkisi ile Türkiye’nin 2002 yılı itibariyle sağlık dönüşümünün kategorik evrimi ve dönüşüm süreci politikalarının hangi şekillerde etkide bulunduğunu ve hangi dönüşüm süreçlerinin gerçekleştiğinin karşılaştırmasıdır. Yöntem- Araştırmada önce kaynak taraması yapılmıştır. Ulusal ve uluslararası kaynakların üzerinde geniş bir literatür taraması yöntemi ile çalışma ele alınarak sonuçlanmıştır. Çalışma betimsel bir araştırma olup, geçmişten günümüze iki ülkenin belirli dönemlerde uygulanan sağlık politikalarını karşılaştırma yöntemi kullanılmıştır. Bulgular- Araştırma, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bugüne kadar çeşitli sağlık politikalarının uygulandığını ve bu dönemlere göre farklılık gösterdiğini çalışmalarında görülmektedir. İngiltere’nin ise geçmişten bugüne siyasi ve ekonomik bulgular açısından olduğu kadar sağlık politikaları ve bu politikaların uygulamaları açısından dünyada önemli bir yere sahip olduğunu, özellikle NHS (Ulusal Sağlık Sistemi) süreçleriyle beraber İngiltere önemli kademelere gelmiştir. NHS’nin geçmişten bugüne Ulusal Sağlık Sistemi’nin yapısal olarak özellikleri, değiştiği yönetimsel ve politikalar yer almaktadır. Sonuç- Bu çalışmada, sağlık kavramları genel olarak ele alınmış ve araştırmanın ana konusu olan Türkiye ve İngiltere’nin sağlık politikaları açısından yapılan değişikliklerin etkisini ve dünyada ki mevcut durum ve gelişmelere göz atılmıştır. Türkiye’nin bu alanda ki mevcut durumu incelenmiş ve kıyaslama yapabilmek adına İngiltere’nin gelişimi incelenmiştir. Çalışmamızda incelediğimiz Türkiye ve İngiltere sağlık hizmetlerinin farklı açılardan birbirlerine üstünlükleri olduğu gibi, farklı dezavantajlı durumları ve riskleri de bulunmaktadır.
  • Yayın
    SHMYO Öğrencilerinin dijital teknoloji ile ilişkileri ve bağımlılık durumları
    (Bitlis Eren Üniversitesi, 2022-12-31) İncedere, Levent; Tunç, Sezen
    Çalışmada, meslek yüksekokulu öğrencilerinin dijital teknoloji kullanımı ve dijital teknolojiye yönelik tutumlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma, Ocak 2022-Nisan 2022 arasında bir vakıf üniversitesine bağlı Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’nda öğrenim gören 405 öğrenci ile yapılmıştır. Veriler, Dijital Teknoloji Kullanımı ve Davranışı ile ilgili anket soruları ile toplanmıştır. Verilerin analizi ve tanımlayıcı istatistikler, Mann Whitney U Testi ve Kruskal Wallis testi ile yapılmıştır. Katılımcıların %63,7’sinin kadın, %76,3’ünün 18-22 yaş aralığında, %60,7’sinin birinci sınıf öğrencileri olduğu, %46,2’sinin günde 4-6 saat arası internette zaman geçirdiği ve %25,4’ünün anadolu lisesi mezunu olduğu tespit edilmiştir. Anketin alt bölümlerine ait puan ortalamaları, yetkinlik (3,76±,607), sosyal ağlar (3,62±,820), derste teknoloji kullanımı (3,70±,867), teknolojiye yönelik ilgi (3,94±,673), olumsuz yönler (4,06±,673), eğlence amaçlı kullanım (2,84±,932), yoksunluk (2,69±,903) olarak tespit edilmiştir. Cinsiyet, yaş ve interneti kullanma süreleri ile alt bölümlerin ortalaması arasında istatiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur (p<005). Erkeklerin kadınlara göre internette daha fazla zaman geçirdikleri ve internette geçirdikleri zamanın artması ile doğru orantılı olarak yoksunluk hissettikleri saptanmıştır. Geleceğin sağlık profesyonelleri olacak olan sağlık teknikerlerinin yetiştirildiği sağlık hizmetleri meslek yüksekokullarında, dijital teknolojinin öğrencilerin hem kişisel hayatlarında hem de mesleki açıdan kullanılmasına ilişkin konulara derslerde daha fazla yer verilmesi ve özellikle sosyal medya ve dijital teknoloji bağımlılığı ile ilgili farkındalık yaratacak sosyal etkinliklerin düzenlenmesi önerilmektedir.
  • Yayın
    Managing health and safety risks in restoration/renovation of historic buildings
    (Dynamic Academy Yazılım İnşaat San. Tic. Ltd. Şti., 2022-09) Gürcanlı, Gürkan Emre; Uzun, İbrahim Mert; Öztürk, Deniz
    Restoration and renovation of historic buildings aim to preserve and sustain those buildings with their original state. This fact is important to conserve historical values for a society as well as for sustainable city planning. Restoration projects have their own occupational health and safety risks and differ from ordinary construction projects. Additionally, implementation of safety measures according to the current regulations are very difficult due to geometrical structure, type of material used and preservation consideration for the structural and architectural elements of the historic buildings. Since the risks as well as mitigation and abatement techniques differ from conventional buildings, restoration projects require paying attention to establish safety and health plan and risk management system to implement safety and health measures. In this paper, different health and safety risks of the restoration projects are discussed. Different safety and health practices are dealt with ordinary structures, risk assessment is made according to specific risks, findings are revealed in some certain restoration projects in Turkey and a new approach for health and safety management in restoration projects is introduced.
  • Yayın
    Turkish sign language adaptation of the Turkish Health Literacy Scale-32
    (NLM (Medline), 2022-09-15) Ataseven Bulun, Mehtap; Çepni, Selden; Ermez, Yusuf
    Sign language speakers are at a disadvantage in terms of health literacy due to the lack of health education materials in sign languages. Deaf and hard of hearing (DHH) individuals are excluded from health literacy research due to the lack of measurement tools in their language of excellent f luency. This study aims to provide the literature with a tool that allows the measurement of health literacy among DHH individuals. The Turkish Health Literacy Scale (THLS)-32 was translated into Turkish Sign Language (TSL). After the THLS-32 was translated into TSL in video format, it was tested for validity and reliability. The translated version of the scale was administered to participants from a DHH association in Turkey who are f luent in TSL. Subsequently, a study was conducted with 207 DHH individuals. The study group was assessed in terms of their mean index scores and evaluated to have “limited health literacy” according to the THLS-32 classification. We conclude that the THLS-32 in TSL is suitable to measure health literacy in DHH individuals and to assess the impact of the health education system.
  • Yayın
    Reburial of mosaics: field experiment comparing six different systems based on the results of monitoring station in Perge
    (Uludag Univ, Mosaic Res Ctrfac Fine Arts & Sciences, Archaeology Dept, 2021-11-30) Yeşil Erdek, Şehrigül
    The effectiveness of six different reburial systems was investigated by means of a monitoring station installed on a part of approximately 110 square meters of mosaic, defined as basilica thermarum in the Southern Baths of the ancient city of Perge. The scope of the study covers the monitoring of six different reburial systems consisting of only soil filling on the tessellatum layer; only sand filling on the tessellatum layer; sand filling on geotextile laid on the tessellatum surface; sand and gravel, respectively on geotextile laid on the tessellatum surface; geotextile and pozzolana on the tessellatum surface, and ,finally, approximately 5 cm sand, geotextile, and 15 cm sand on the tessellatum surface. Key parameters, which lead to deterioration such as moisture content in these systems, system response to the precipitation, temperature change, acidity, salt content, and plant formation were evaluated comparatively. In these systems, Decagon 10HS soil moisture sensor for moisture measurements and Apogee ST100 soil temperature sensor for temperature measurements were employed. Atmospheric humidity, atmospheric temperature and precipitation data were collected with a Davis (R) Vantage Vue (TM) Wireless Weather Station set. Data of salt content, acidity and elemental composition were obtained through conductivity analysis, pH tests, X-ray fluorescence (PED-XRF) analysis. Having reached under the reburial system, species analysis of plants that cause mosaic deterioration was realized, and the coverage degree of those plants was determined according to the Braun-Blanquet cover-abundance scale. This research, in which data for the years 2017-2018 were evaluated, showed that each monitored reburial system had certain advantages and disadvantages according to the above-mentioned parameters.
  • Yayın
    Perinthos-Herakleia bazilikası taban döşemelerinin konservasyonu
    (Uludağ Üniversitesi, Mozaik Araştırlmaları Merkezi, 2014) Yeşil Erdek, Şehrigül
    Perinthos-Herakleia kentinin günümüzde Kalekapı mevkii olarak adlandırılan bölgesinde bulunan bazilikal planlı kilisenin mozaik dekorasyonu 5. yy. sonu 6. yy. başına tarihlenmektedir. Kilisenin ilk dönem kazı ve onarım çalışmalarına 1992-1993 yıllarında başlanmıştır. Kamulaştırma nedeniyle 2005 yılına kadar ara verilen kazılarda ikinci dönem onarım çalışmaları 2007 yılında tekrar başlatılmıştır. Perinthos Bazilikası'nın kuzey ve güney nefleri, atrium kuzey kanadı, iç ve dış narteks bölümleri opus tessellatum mozaik; naos ve atriumun orta bölümü ise, mermer plaka döşeme ile kaplıdır. Bazilikanın güneybatısında, Geç Dönemde şapel olarak kullanılan yapının tabanı ise, opus sectile ve mermer plakalar ile düzenlenmiştir. Döşemelerin konservasyonu, "belgeleme ve onarım", "sergilemeye hazırlık" ve "periyodik bakım" adımlarını içeren üç aşamalı bir çalışma olarak programlanmıştır. Çalışmanın ilk aşaması olan "belgeleme ve onarım", 2013 kazı sezonunda tamamlanmıştır.