Toplumsal inşacı uluslararasi ilişkiler yaklaşımına göre 1998- 2011 arası ve 2011 sonrasi Türkiye-Suriye ilişkileri
Yükleniyor...
Tarih
2017-10-11
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Aydin Adnan Menderes University
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Türk Dış Politikası açısından Suriye devleti, gerek tarihsel gerek güncel boyutlarıyla önemli bir yere sahiptir. Tarih boyunca iki devlet arasındaki ilişkiler, inişli çıkışlı bir seyir izlemiş ve dönemsel dalgalanmalar, ikili ilişkileri derinden etkilemiştir. 1998’deki “Ekim Krizi” sonrası ikili ilişkiler yumuşama eğilimi göstermiş ve bu tarihten sonra taraflar arasında çok sayıda ekonomik, askeri, toplumsal ve hatta stratejik işbirliği alanları doğmuştur. 2000’lerin ilk on senesinde ortaya çıkan işbirliği sonucunda taraflar; ikili ilişkileri stratejik işbirliği, ortak kader ve “iki devlet, tek hükümet” gibi Türkiye-Suriye tarihinde daha önce hiç kullanılmamış kavramlarla tanımlamaya başlamış ve taraflar için “öteki” birer “dosta” dönüşmüştür. Taraflar arasında artan güven ve işbirliği ise 2011’de Ortadoğu’da meydana gelen Arap Baharı ile birlikte kesintiye uğramıştır. Arap Baharı çerçevesinde bugün gelinen noktada taraflar, 2000’lerin ilk on yılındaki gelişen işbirliğinin tüm kazanımlarını kaybetmiştir. 2011 sonrası taraflar arasında önemli askeri krizler meydana gelmiş, karşılıklı ekonomik yaptırımlar, ikili ekonomik ilişkileri durma noktasına getirmiş ve hatta Suriyeli mülteciler konusu gibi tarafları doğrudan ilgilendiren insani krizler meydana gelmiştir. Bütün bu süreç sonundaysa 2011 öncesi birbirlerini “dost” olarak tanımlama eğilimi gösteren iki devlet, 2011 sonrasında tıpkı 1998 “Ekim Krizi’nde” olduğu gibi “ötekini” yeniden “düşman” olarak tanımlamaya başlamıştır. İkili ilişkilerde ortaya çıkan bu dalgalanmalar sonrasında Türkiye’nin Suriye’ye karşı dış politikasını ve Türkiye-Suriye ilişkilerini bir Uluslararası İlişkiler yaklaşımı olan “toplumsal inşacılık” yaklaşımı ve toplumsal inşacılığın temel incelemeli noktaları olan fikir ve kimliklerin rolleri, yapı-fail ve ben ile öteki ilişkileri üzerinden incelemek ilgi çekici hale gelmiştir.
In terms of Turkish Foreign Policy, Syria has an important place with its historical and current dimensions. Throughout history, relations between the two states have followed periodic fluctuations and these fluctuations have deeply affected bilateral relations. Bilateral relations tended to soften after the "October Crisis" in 1998 and after this date, like economic, military, social and even strategic cooperation, numerous areas of cooperation emerged between the parties. As a result of the increasing cooperation between the parties during the first ten years of the 2000s, they began to define bilateral relations with new concepts such as "strategic partnership”, “common fate" and "two states, one government" that have never been used before and both of them redefined the other as the “friend”. However, increased trust and cooperation between the parties interrupted in 2011 with the start of the Arab Spring in Syria. Today, the parties have lost all bilateral gains of the developing cooperation in the first decade of the 2000s. After 2011, important military crises took place between the two states, reciprocal economic sanctions seriously damaged economic relations and even humanitarian crises took place due to the huge influx of Syrian refugees to Turkey. In the end, the two states, which tended to define each other as "friend" before 2011, began to redefine the "other" as "enemy". After these fluctuations in bilateral relations, it has become interesting to examine Turkey's foreign policy towards Syria and Turkey-Syria relations with "social constructivist" International Relations approach and its central tenets like the roles of ideas and identities, agent-structure relations and identification between the self and other.
In terms of Turkish Foreign Policy, Syria has an important place with its historical and current dimensions. Throughout history, relations between the two states have followed periodic fluctuations and these fluctuations have deeply affected bilateral relations. Bilateral relations tended to soften after the "October Crisis" in 1998 and after this date, like economic, military, social and even strategic cooperation, numerous areas of cooperation emerged between the parties. As a result of the increasing cooperation between the parties during the first ten years of the 2000s, they began to define bilateral relations with new concepts such as "strategic partnership”, “common fate" and "two states, one government" that have never been used before and both of them redefined the other as the “friend”. However, increased trust and cooperation between the parties interrupted in 2011 with the start of the Arab Spring in Syria. Today, the parties have lost all bilateral gains of the developing cooperation in the first decade of the 2000s. After 2011, important military crises took place between the two states, reciprocal economic sanctions seriously damaged economic relations and even humanitarian crises took place due to the huge influx of Syrian refugees to Turkey. In the end, the two states, which tended to define each other as "friend" before 2011, began to redefine the "other" as "enemy". After these fluctuations in bilateral relations, it has become interesting to examine Turkey's foreign policy towards Syria and Turkey-Syria relations with "social constructivist" International Relations approach and its central tenets like the roles of ideas and identities, agent-structure relations and identification between the self and other.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Toplumsal inşacılık, Suriye, Türkiye, Türk Dış Politikası, Arap Baharı, Social constructivism, Syria, Turkey, Turkish Foreign Policy, Arab Spring
Kaynak
Journal of Aydın Faculty of Economics
WoS Q Değeri
Scopus Q Değeri
Cilt
2
Sayı
1
Künye
Çağlar, M. T. (2017). Toplumsal inşacı uluslararasi ilişkiler yaklaşımına göre 1998- 2011 arası ve 2011 sonrasi Türkiye-Suriye ilişkileri. Journal of Aydın Faculty of Economics, 2(1), 141-170.