Sinema ve Televizyon Bölümü Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 20
  • Yayın
    Belgeselde mekân ve hafıza: Masumiyet belgeseli üzerine bir değerlendirme
    (Necbettin Erbakan Üniversitesi, 2023-12-29) Şeylan, Seher
    Özü gereği yaşamın, yaşanmışlığın kaydını tutan belgesel bu yönü ile hafızaya da katkı sunmaktadır. En temel anlamı ve işlevi ile hafıza geçmişin yaşanmışlıklarını saklayan ve geri çağırarak hatırlamanın gerçekleştiği alandır. Belgesel sinema geçmişi geri çağırarak hatırlama edimini gerçekleştiren en önemli araçlardan biridir. Görsel işitsel perspektiften bakıldığında tarihsel bir yansıma ve kanıt özelliği taşıyan belgesel yaşanmışlıkların, anıların bu anıların bıraktığı duyguların bugüne ve geleceğe taşınmasını mümkün kılmaktadır. Belgesel toplumsal hafızanın hatırlaması istenen anılar içinde kullanılan araçlardan biridir. Bu yönü ile belgesel bireysel ve toplumsal hatırlama yolunu açarken, hatırlanan geçmişin kaydını tutma, belgeleme, görselleştirme özelliği ile bir hafıza mekânıdır. Çalışma boyunca hafızanın taşıyıcı olmakla beraber kendisi de olan belgeselin geçmişe götürme, hatırlatma, yüzleştirme ve bütün bu süreci bugüne taşıma özelliği ile hafıza mekânı olması Masumiyet (Hakan Aytekin, 2021) filmi üzerinden incelenmiştir. İçerik analizi ile incelenen belgesel geçmişi hatırlatma, anıları bugüne taşıma özelliği ile geçmişle yüzleşmeye bugün ile geçmiş arasındaki farkı tespit etmeye ve bunun üzerine düşünmeye yönlendirmektedir. Bu noktada belgesel geçmişi yaşanmışlıkları ve duyguları ile bugün ve geleceğe taşımak üzere bir hafıza mekânı görevi görmektedir.
  • Yayın
    Dijital ikiz teknolojisinin sinemaya yansımaları ve etik sorunlar
    (Motif Yayıncılık, 2023-09-19) Şeylan, Seher
    Gelişen teknoloji ile beraber Endüstri 4.0 teknolojileri ile bilinirliği artan dijital ikiz uygulamaları pek çok sektörde sıklıkla kullanır hale gelmiştir. Daha hızlı, esnek, kaliteli ve kişileştirilmiş ürünler sunan dijital ikiz aynı zamanda değerlendirme, tahmin etme, öğrenme, analiz ve geliştirme gibi konularda işletmelere ve kurumlara zaman kazandırarak, hata payını en aza indirmekte ve kar oranını artırmaktadır. Sağlıktan kamu denetimine, eğitimden ulaşıma, havacılık sektöründen neredeyse tüm mühendislik dallarında kullanılan dijital ikiz görsel işitsel dünyada da kullanılmaya başlanmıştır. Bu hali ile yapay zekânın sinemaya getirdiği yenilikler arasında yer alan dijital ikiz kavramının ortaya çıkması yeni olmamakla beraber sinema sektörü için kavrama ilişkin bir boşluk bulunmaktadır. Bu makalenin amacı, Endüstri 4.0 ile önemi artan dijital ikiz uygulamasının yaratacağı etik ihlalleri tartışmaktır. Çalışma boyunca Netflix platformunda yer alan Black mirror dizisinin konu ile ilgili John is Awful ve (Ally Pankiw,2023) Beyond the Sea (John Crowley,2023 ) bölümleri özel hayatın gizliliğinin korunması hakkı, kişisel verilerin korunması hakkı, dijital mecralarda lekelenmeme hakkı ve toplumsal etik değerlerin ihlali çerçevesinde çözümlenmektedir. İnsanın dijital ikizinin oluşturulmasının pek çok etik sorunu beraberinde getirdiği görülmektedir. Çalışma, dijital ikiz uygulamaları hakkında bilgi verirken, uygulamanın sinemada yer alış biçimi üzerine odaklanan öncü çalışmalar arasındadır.
  • Yayın
    Dijitalleşme bağlamında Türk Sinemasında yeni eğilimler
    (Eğitim Yayınevi, 2023-03) Şeylan, Seher
    Gelişen teknolojinin getirdiği dijitalleşme ile beraber sinema sektörünün işleyişinde önemli değişimler yaşanmıştır. Söz konusu bu değişim film üretiminden, yapımcılığına, dağıtımına, gösterim mekânlarından, izleme kültürüne kadar sinemaya ilişkin pek çok alanda görülmektedir. Öte yandan hem içerik hem teknik anlamdaki bu yeni anlayış pek çok soruyu da beraberinde getirmektedir. Dijitalleşme Bağlamında Türk Sinemasında Yeni Eğilimler kitabında, dijitalleşmenin Türk Sinemasına etkileri noktasında tespitler, analizler, sorun ve çözüm öneriler kapsamlı bir biçimde tartışılmaktadır. Bu bağlamda Prof. Dr. Serpil Kırel değişen seyir deneyimini Yeşilçam dönemindeki seyirci deneyimleri üzerinden aynılık ve farklılıkları ile analiz etmektedir. Dijitalleşmenin etkisi ile filmlerin kitlelerle yeni buluşma biçimleri ve yeni buluşma mecralarını Dr.Öğr. Üyesi Seda Aktaş, özgürleşen seyirci kavramı ile Emek Sineması örneği üzerinden ele almaktadır. Dijitalleşme ile birlikte film ve seyirci etkileşiminin değişen boyutuna dikkat çeken bir diğer çalışma ise Dr. Öğr. Üyesi Fırat Sayıcı’nın son dönem Türk filmlerinin seyirci bakışıyla sosyal medyada yeniden üretimini incelediği çalışmasıdır. Diğer yandan, dijitalleşme her ne kadar temelde teknolojik gelişmelere bağlı olsa da yaşanan toplumsal değişimler de sinema dilinde farklı arayışlara yönlendirebilmektedir. Bu bakış açısı ile Covid 19- Pandemi döneminde yönetmenliğini Reha Erdem’in üstlendiği ve çevrim içi görüşme platformu Zoom üzerinden kaydedilen Seni Buldum Ya (2021) filmindeki özdüşünümsel stratejileri Doç. Dr. Elif Demoğlu irdelemektedir. Teknolojik ilerleme ile beraber yaygınlık kazanan dijital kameraların filmlerin gerçekliğe tanıklık etme arzusuna etkisini ise Dr. Öğr. Üyesi Tülay Çelik sinematik gerçeklik üzerinden ele almaktadır. Sinema ve gerçeklik arasındaki ilişkiyi günümüzde en çok tartışılan konulardan biri olan sanal gerçeklik bağlamında, Dr. Öğr. Üyesi Ümmühan Molo sanal filmlerde “bakış”ın yeniden kurulumunu gözetleme, haz ve iktidar alt başlıkları ile irdelemektedir. Sanal gerçeklik dışında sinema diline getirdiği yaklaşımla seyircinin geleneksel konumunu değiştiren bir diğer kavram ise etkileşimliliktir. Dr. Öğr. Üyesi Ersan Ocak çalışmasında Türkiye’de etkileşimli belgeselin durumunu analiz etmektedir. Hikâye anlatım mecrası olan sinemayı, sayısal veriler yoluyla anlamanın yöntemlerini irdeleyen Dr. Öğr. Üyesi Serkan Şavk ise sinemetri kavramını derinlemesine yorumlamaktadır. Değerli çalışmaları ile katkı sağlayan bölüm yazarlarına ve hakem sürecinde desteklerini esirgemeyen değerli hocalarıma teşekkürlerimi sunarım.
  • Yayın
    Animal-human encounters in contemporary cinema: Leviathan (2012)
    (Peter Lang AG, 2022-12-01) Çavaş, Hazar
    [No abstract available]
  • Yayın
    Aksanlı Sinemada Yersiz Yurtsuzlar: Küçük Filistin (Kuşatma Günlüğü) (2021)
    (Hayrullah Kahya, 2023-08-15) Şeylan, Seher
    Kişisel ve kolektif yaşanmışlıklardan beslenen sinema, yerinden yurdundan edilmenin bir anlamda köklerinden koparılmanın hikayesini Aksanlı sinema çerçevesinde perdeye aktarmaktadır. Aksanlı olma hali karakterin köklerinden koparılarak yerinden edilmişliğine vurgulamaktadır. Üçüncü sinema içinde yer alan ulus aşırı sinemanın gelişmiş hali olan Aksanlı sinema yönetmenin, yazarın hayatından da izler taşımaktadır. Bu yönetmenler filmlerinde kendi deneyimlerinden bahsettikleri gibi, benzer deneyimleri paylaştıkları hikayeleri de işlemektedirler. Bu deneyimlerin başında ev-in kök-ün kaybı ile başlayan yersiz yurtsuzluk gelmektedir. Yersiz yurtsuz kalanların çıktığı yolculuk çoğu zaman eve geri dönmenin çoğu zaman imkansız hale geldiği sürgen yaşantısına dönmektedir. Bu süreç kişiyi bitmeyen bir yolculuğun öznesi haline getirirken, köklerden kopartılmış olmanın karmaşık duygusu Aksanlı filmlerde bitmeyen bir yol hikayesi olarak yer bulmaktadır. Bu bağlamda mekânsal yitimle beraber yersiz yurtsuzluk etkileşimi önem kazanmaktadır. Bu çalışmanın amacı, çeşitli sebeplerden ötürü ana vatanı terk etmek zorunluluğunun ve yersiz yurtsuzlaşmanın etkinlerinin Aksanlı sinemada yer alış biçimini irdelemektedir. Bu amaçla, Küçük Filistin (Kuşatma Günlüğü) (Abdallah Al-Khatib,2021) belgeseli yersiz yurtsuzlaşma kavramı çerçevesinde analiz edilecektir.
  • Yayın
    Küresel iklim sorunları ve sanal gerçeklik anlatıları: 360 derece belgesel filmler üzerine bir değerlendirme
    (Türkiye Radyo Televizyon Kurumu, 2023-01-31) Molo, Ümmühan; Şeylan, Seher
    Küresel iklim sorunu çağımızın en temel sorunlarından biridir. Her geçen gün farklı bir çevresel felaketle kendisini gösteren bu sorun, geri dönüşü zor etkilere işaret etmekte ve bu durum çağımızı “Antroposen Çağı” olarak nitelemektedir. Antroposen Çağı, yeryüzünü yaşama olanaklı kılan “Holosen” çağının sona erişi anlamına da gelmektedir. Konuya ilişkin kayda değer adımlar atmak bugünün iklim sorunlarını sona erdirmese de geleceği yaşanabilir kılma noktasında son derece önemlidir. Bilgi verme, farkındalık yaratma gibi adımlar gelinen noktada önem taşımakta ve böylece, iletişim araçları ile teknolojik yenilikler aracı rolü üstlenerek konuya dikkat çekmeye çalışmaktadır. Güncel bir teknolojik kavram olan sanal gerçeklik ve bir iletişim aracı olan sinema, iklim sorunlarını aktarmada yeni bir birliktelik yaratmaktadır. Bu doğrultuda çalışmada, iklim değişiminden kaynaklı çevresel felaketlerin 360 derece SG (Sanal Gerçeklik) belgesel yapımlarında kendisine nasıl yer bulduğunu konu edinmektedir. Deneyim odaklı SG teknolojisinin, konuya dair farkındalık kazandırmada ne tür bir rol üstlendiği ve belgesel yapımlarla nasıl bir birliktelik kurduğunu ortaya koymak çalışmanın temel amacıdır. Bu amaç doğrultusunda 360 derece SG tekniğiyle çekilmiş This is Climate Change (Danfung Dennis ve Eric Strauss, 2018) isimli dört belgeselden oluşan seri, betimsel analiz yöntemiyle incelenmektedir. İnceleme sonucunda belgesel film ile sanal gerçeklik teknolojisinin seyircide meydana getirdiği orada olma hissinin, “bedenleşme”, “sarmalanma” ve “tanık olma” etkileri ortaya koyduğu görülmektedir. Seyirci ile film arasındaki mesafenin ortadan kalktığı bu anlatı biçimi, yeni bir dil yaratmakta ve iklim sorunlarından kaynaklı çevresel felaketleri “o an” ve “orada olma” özellikleriyle aktarmaktadır.
  • Yayın
    Asya Politik Sineması üzerine notlar
    (Okur Yazar Derneği, 2015-12-01) Minarlı, Mustafa Ali; Yılmaz, Burak
    Sinema, diğer sanat dalları gibi, topluma ve onu etkileyen faktörlere kayıtsız kalmamış ve hangi biçim ya da dil vasıtasıyla olursa olsun yaşama ayna olma vazifesini yerine getirmekten geri durmamıştır. Sinemanın toplumu yine kendisine yansıtarak tanıtması ve onu eleştirmesi bölgeden bölgeye ve kültürden kültüre farklılıklar göstermektedir. Sinema, tıpkı Lumiere Kardeşler’in sinematografından hareketle dünyaya yayılıp biçim ve dil değiştirerek yaşamını çok yönlü sürdürdüğü gibi, bugün de çeşitliliğini ve zenginliğini muhafaza etmeye devam etmektedir. Asya politik sineması günümüzde toplumsal hareketler ve sinema ilişkisi bağlamında en özgün örneklerin ortaya çıktığı alanlardan birini teşkil etmektedir. Asyalı sinemacılar, kendi ülkelerindeki toplumsal hareketlenmeleri veya siyasi değişimleri işlerken sinemanın farklı anlatım biçimlerini kullanmışlardır. Özellikle dünyanın kanayan yarası Ortadoğu’nun sinemacılarının toplumu nasıl gördükleri ve toplumun kendi kendisini nasıl tanıması gerektiği konusunda yaptıkları çalışmalar tüm dünyada ilgiyle takip edilmektedir. Bu çalışmada, Asya politik sineması önde gelen ülkeler bazında tek tek incelenerek, bölgelerin ve ülkelerin geçmişten günümüze gelişimleri mercek altına alınacaktır. Rus sinemasının çevre bölgesine etkisi, İran sinemasının kendine has özellikleri ve onu öne çıkaran nedenler, son olarak bu ekollerin Batılı örneklerle olan ilişkisi tartışılacaktır.
  • Yayın
    The counter hegemony area of past extended to present on the axis of the memory: documentary film
    (Nüve Kültür Merkezi, 2021-05) Şeylan, Seher; Ögeyik, Muhlise Coşgun; Uzun, Kutay
    [No abstract available]
  • Yayın
    The journey of the "blackboard" in the context of education, war and immigration
    (Lambert Academic Publishing, 2021) Şeylan, Seher; Akpınar Dellal, Nevide; Kholod, Sergii
    [No abstract available]
  • Yayın
    Toplumsal algıyı yönlendirme stratejisi olarak dezenformasyon ve mezenformasyon
    (Duvar, 2022) Şeylan, Seher; Sarıbaş, Serap
    [No abstract available]
  • Yayın
    Gerçeklik, temsil ve yabancılaşma bağlamında Covid-19 pandemisinin televizyon dizilerindeki görünümü
    (2021-07-25) Şeylan, Seher
    Pandemi dönemi tüm dünyada yaşamı çeşitli biçimlerde değiştirmiş ve bu değişim kendisini her alanda göstermiştir. Kitle iletişim araçları ise bu değişime doğrudan maruz kalan alanlardan biri olmuştur. Özellikle televizyonun güncel içerik üretimi, gündelik yaşamı risk altına alan Covid-19 sorunuyla bir araya gelince belirsizliklere ve aksamalara neden olmuştur. Bu nedenle dizi çekimleri durdurulmuş ve bir süre yayına dizilerin önceki bölümleriyle devam edilmiştir. Ancak yaşam neredeyse tamamen ev içine taşınınca, diziler de güncel konularıyla kaldığı yerden devam etmiş hatta bunlara yenileri eklenmiştir. Salgının getirdiği yeni kurallar ve bu kurallarla yaşamanın hayati önemi defalarca vurgulanırken, bu vurgunun dizilerde yer alıp almadığı ise bir soru işareti oluşturmaktadır. Bu çalışmada dizilerin salgın etkisini ekrana ne kadar taşıdığı, buna yönelik içerik değişimine gidilip gidilmediği ve ekran karşısında daha çok vakit geçiren seyirciye böyle bir dönemde ne tür bir dünya sunulduğu sorularına cevap aranmaktadır. Bu amaçla, dizi gerçekliği ile gündelik yaşam gerçekliğinin salgın dönemindeki yansımaları, Stuart Hall’un medya temsili ve Jean Baudrillard’ın gerçeklik kuramları çerçevesinde Gönül Dağı, Sadakatsiz ve Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizileri ile incelenecektir. İncelenecek diziler 2021 yılı Şubat, Mart ve Nisan ayı izlenme oranlarına göre belirlenmiştir. Pandemi süreci her ne kadar yaşamda güçlü bir değişim yaratsa da bu değişimin dizi içeriklerinde yeteri kadar yer bulmadığı ve hatta seyircilerin bu gerçeklikten bütünüyle koparıldığı görülmektedir.
  • Yayın
    Belgeselden drama-belgesele gerçeğin yolculuğu: “Rise of Empires: Ottoman”
    (2020-09-02) Şeylan, Seher
    Alaska ve Kanada’daki gerçek mekanlarda çekilen ilk belgesel film Nanook of the North (Flathery, 1922)’dan sonra belgesel filmin pek çok türü ortaya çıktı. Geçmişi 19. yy’ a uzanan belgesel, gerçeğe en yakın sinemasal ürün olması, bununla beraber doğruluk, güvenilirlik gibi özellikleri ile kurmaca filmden ayrıldı. Böylece, toplumsal ve politik meseleleri aktarmanın da birincil yöntemi oldu. Öte yandan bu özellikleri ile belgesel, etkin propaganda araçlarından biri haline geldi. Propaganda yöntemi, özellikle geçmişe ilişkin tarihsel belgeselerde yoğunluklu olarak kullanıldı. Belgesel eksik, yanlış, taraflı bilgiler verdiğinde, sadece seyirciyi aldatmakla kalmaz, seyirci söz konusu belgeselden aldığı bilgilerle toplumsal bir tavır da geliştirebilir. Eş deyişle belgeseller hem dünyamızı hem de bu dünyanın içindeki rolümüzü de anlamamıza yardımcı olur ve kamusal alandaki rollerimizi biçimlendirir. Bireyin ve bu yolla toplumun şekillenmesine katkıda bulunabilen belgesellerdeki bilgilerin doğruluğu önemlidir. Gösterim alanı olarak dijital mecraların artması ile birlikte, belgesellerin yapıları ve içerdiği bilgilerin doğruluğu değişikliğe uğramıştır. Çoğu belgeselde kurmaca ve gerçeklik iç içe geçmiş, bu durum belgeselin gerçekliği aktarma iddiasına gölge düşürmüştür.Bu çalışmada Drama Belgesel olarak adlandırılan bu melez yapının bilginin doğruluğunu olumsuz yönde nasıl etkilediği, Netflix’te gösterilen Rise of Empires: Ottoman / (Şahin, 2020) belgeseli üzerinden tartışılacaktır.
  • Yayın
    Armenian identity in the Turkish and American documentaries through images
    (2017-10-06) Şeylan, Seher
    While cinema carrying the social values of past to present, it is also leading up the embodiment of the dominant perception shapes the present. In this regard, the representation of reality has much importance in the documentaries which particularly have culture, identity and belonging bonding. Documentary, as a part of its difference from fiction in line with reconstruction of reality, is a cultural product. While this product emerges, the reality is often interpreted with stereotypes, prejudices, negative political, cultural and social images. The identity representation about „we? or „other? is reflected with various events, connections and the past. On the other hand, the using of past of social groups, for supporting the ideas they believe in and achieving their goals, has a great role in terms of expressing their opinions in public. At this point documentaries are the areas where the producer-director reveals his/her opinions and emotions. Those personal feellings and opinions are often reflection of collective memory shaped by data of social past. The aim of this study is to analyze on which images the Armenian identity is constructed in the American and Turkish documentaries and the shaping of the representation of Armenian identity on what kind of rhetorics and visuals. Armenian identity will be examined from the perspective of imagology by the method of discourse analysis. Any intangible and tangible image that is used to represent the Armenian identity will be solved with the help of the discourse analysis. In this study, where the image, which contains a fictional structure is used to represent the Armenian identity, the references made by the director while using images to the past, history and values of the community he/she is in, are accepted as the main source of the analysis. It has showed that the perception, brought with historical events contains tension and conflict between Turks and Armenians from 18th to present, is reflected in the cultural products.
  • Yayın
    Kültürel kimlik bağlamında “Kapı”da Süryani ve Türk olmak
    (Motif Yayıncılık, 2022-12-18) Şeylan, Seher
    Bu çalışmanın amacı kültürel kimlik ve sinema arasındaki ilişkiyi Süryani ve Türk kimlikleri üzerinden okumaktır. Kültürel kimlik temsillerinin sinemada yeniden inşa edildiği varsayımından yola çıkan çalışma, Kapı(Nihat Durak, 2019) filminde yer alan Süryani ve Türk kimliklerinin kültürel kimlik inşasını, temsil alanı olan sinema üzerinden karşılaştırmalı analiz etme amacındadır. Filmin kültürel kimlikleri sunuş biçimi üzerinde durulacaktır. Araştırmanın çıkış noktası Türk ve Süryani kimliklerinin filmde karşıt olarak konumlandırıldığı ve bunun kimlik temsilinde farklıklara yol açtığı yönündedir. Filmin analizi Türk ve Süryani kültürel kimliklerinin sunuş biçimi ve ötekileştirme bağlamında gerçekleştirilmiştir. Film kültürel kimlik bağımlı değişkeni ile gelenek ve görenekler, ortak geçmiş, etik değerler (ahlaki anlayışlar), sanat ve mimari anlayış bağımsız değişkenleri çerçevesinde analiz edilmiştir. Karşıt toplumlar veya karşıt karakterlerin aidiyet bağı ile bağlı olduğu toplumlara atfedilen karşıt özellikler tespit edilmiştir. Sinemanın toplumu siyasi, kültürel ve toplumsal olarak etkileme gücü düşünüldüğünde karşıt kimliklerin dengeli temsil biçimlerinin toplumsal bütünlüğün sağlanmasına önemli katkı sunacağı muhakkaktır.
  • Yayın
    Shifting from national channels to digital platforms: an examination of limitations on creative practices in Turkish serial production
    (Ege Üniversitesi, 2020-12-30) Yörükoğlu, Ayşe; Akçalı, Elif
    This study focuses on the changes in creative production practices of Turkish television serials in the last decade due to the expansion of Turkish television serial industry and the fairly concurrent launch of three video-on-demand platforms, Netflix Turkey, puhutv and BluTV. The range of genres, characters, narrative structures and stylistic choices in the serials produced for these platforms is broader compared to others that are broadcast on national television channels; whether the changes on these new screens are reflected as transformations in the production practices remains a question to be answered. This paper investigates the structures of serial production processes and their limitations on creativity by means of an outlook of an analysis of actors that affect production decisions, including producers, channels, and audiences, and interviews with the creative people who actually produce the end products.
  • Yayın
    Avrupa Birliği ülkelerinde medya okuryazarlığına yönelik güncel eğilimler
    (Uşak Üniversitesi, 2018-12-30) Şeylan, Seher
    Bu çalışma, Avrupa Birliği ülkelerinde medya eğitiminin geliştirilmesi, medya okuryazarlığına ilişkin süreçler ve projeler hakkında yapılan araştırmalarla ilgilidir. Çalışma, Avrupa Birliği’ne üye devletlerdeki medya eğitim faaliyetlerini çeşitli girişimler, projeler ve birincil odak noktaları açısından değerlendirmektedir. Çalışmanın amacı, Avrupa ülkelerinin en fazla dikkat gösterdikleri medya eğitimi ve okuryazarlık alanlarını belirlemektir. Yazarlar, Avrupa Birliği ülkelerindeki vatandaşların medya eğitimine yönelik faaliyetlerini ve AB'deki medya okuryazarlığının arttırılması için medya eğitiminin gelişimine önemli katkılar sağlayan projeleri özetlemeyi ve karşılaştırmayı amaçlamaktadır. Çalışma ayrıca, örgün eğitim sisteminin dışında çoğunlukla, nüfusun belirli gruplarını kapsamak amacı ile şirketler ve kâr amacı gütmeyen kuruluşlar tarafından uygulanan faaliyetler ve projelerin yer aldığı ders dışı eğitim üzerine de yoğunlaşmaktadır. Çalışmada, verilen konuyla ilgili yayınlanmış araştırmaların ve teorik çalışmaların ikincil verilerini ve sonuçlarını analiz edilmektedir. Giriş, örgün ve okul dışı eğitimin amaçları ve farklılıkları açısından kısa bir özet sunmaktadır. Daha sonra, bireysel okuma yazma türleri (medya okuryazarlığı, medya içeriğinin eleştirel analizini içeren okuryazarlık, medya ve bilgi okuryazarlığı, film okuryazarlığı, haber okuryazarlığı, internet okuryazarlığı, çevrimiçi güvenlik, dijital oyun okuryazarlığı) kategorize edilerek medya eğitim alanları belirlenmektedir. Tanımlanan alanlarda ve okuryazarlık türlerinde AB ülkelerindeki mevcut girişimler, örnek olarak verilmektedir. Verilen bilgiler, mevcut medya eğitim faaliyetlerinin bir özetini oluşturmak ve AB ülkelerindeki okul dışı eğitim girişimlerinin baskın odak noktalarını saptamak için kullanılmıştır. Çalışma, böylece AB nüfusunun medya okuryazarlığı oluşumuna aktif olarak katkıda bulunan okuryazarlık ve organizasyon türlerine genel bir bakış sunar.
  • Yayın
    Film okuryazarlığı: sosyolojik açıdan Kız Kardeşler’i okumak
    (Mehmet Dursun Erdem, 2021-12-30) Şeylan, Seher
    Günümüz yüzyılında gelişen teknoloji ile beraber dört bir taraftan bilgi bombardımanı altında kalan bireyin, doğru bilgiye ulaşması için bir takım okuma yazma becerilerine sahip olmasını gerekmektedir. Çoğu zaman birincil bilgilenme kaynağı olan medyadan soyut, somut, ses ve hareket aracılığıyla bireye ulaşan iletilerin ardında yatan toplumsal, kültürel ve politik mesajların farkına varabilmek için medya okuryazarı olmak şarttır. Öte yandan, medyayı okuma becerisi geleneksel ve yeni medya iletilerini çözümleyebilme noktasında yeterli olabilmekle beraber, günümüzde etki alanı gittikçe genişleyen sinema filmlerinin örtük dilini anlamak ve filmi eleştirebilme becerisine sahip olmak film okuryazarlığı olarak adlandırılmaktadır. Filmleri edilgen bir şekilde seyretmekten öte, anlama ve değerlendirme niteliklerine sahip bir seyirci kitlesi yaratmayı hedef edinen film okuryazarlığı, filmin derinliklerinde yatan anlam katmanlarına ulaşır. Bu yaklaşım, film seyretmeyi vakit geçirmek için bir araç olarak görmek yerine, filmi kültür ve sanat ürünü olarak değerlendirir. Sosyolojik analiz filmleri sosyal bir sanat ve kültür ürünü olarak okuyan yöntemlerden biridir. Bu yöntem filmleri toplumun değer yargılarını ve ideallerini yansıtan kültürel birer ürün olarak görür. Filmleri sosyolojik anlayışla okumanın temelinde ulus, sınıf, ırk, cinsiyet çerçevesinde toplumun değer yargılarını, toplumsal hafızasını, yaşam biçimini, toplumsal rolleri saptamak hedeflenir. Bu tür okumada, filmler üretilmiş oldukları ya da ele aldıkları dönemin toplumsal verilerine göndermede bulunur. Bu çalışmada Kız Kardeşler filmi (Emin Alper, 2019), sınıf, iktidar, toplumsal cinsiyet ve roller bağlamında sosyolojik açıdan analiz edilmektedir. Sosyolojik okuma ile analiz edilen filmin sınıf mücadelesi, toplumsal cinsiyet, roller ve iktidar bağlamında veriler barındırdığı görülmektedir.
  • Yayın
    Laura Mulvey, afterimages: on cinema, women and changing times
    (Semire Ruken Öztürk, 2021) Gürkan, İpek
    Mulvey’in düşünce hayatı esasında hep aynı veya benzer problemlerin temelinde ilerleyerek farklı açılardan o düşünceyi geliştirmeye ve anlamaya dayanıyor. Bu anlamda Mulvey, düşüncesini sürekli yeniliyor, sorguluyor ve bu sorgulamaya metinlerinin içerisinde büyük bir dürüstlükle yer veriyor. Afterimages’da Mulvey’in metinleri arasında diyalojik bağ metinlerle zihinsel bir ilişki kurmaya izin veriyor ve geçmişle güncel olan arasındaki gerilimin izini taşıyor. Mulvey’in güncelliği; kendi düşüncesi üzerine yönelen metinleri arasında kurulan bu açık diyalojik bağa ve bu bağın yansıtıcı özelliğine dayanıyor. Her bir metin öncekilerden izler taşıyor; aynı filmlere aynı düşüncelere geri dönüyor ama tekrara düşmeden, farklı açılardan yeniden sorgulayarak. Mulvey’in bu kitapta “geç üslup” meselesine eğilmesi satır arasına saklanmış en az iki anlamı öne çıkarıyor: birincisi kendi düşüncelerindeki değişimi gösteriyor, “kendi geç eserinde” aynı filmlere yönelerek, bir anlamda kendi geç üslubunu bu filmler yoluyla yaratıyor; ikincisi geç üslubun -dolaylı olarak ölüm fikrinin- sanat eserine yansıması düşüncesi öznellik ve yorum tartışmasını içeriyor. Bu tartışma da içten içe film çalışmalarında temsil politikalarına, anlamı göstergelerde arayan “yoruma” karşı bir eleştiriyi barındırıyor. Mulvey’in bu “geç eseri” hem geçmişe bakmanın belleğe başvurmanın ağırlığını ve biraz da melankolisini taşıyor, hem de güncelin popülist eleştirisinin “sinemanın ölümünü” ilan eden tüm serzenişlerin olumsuzluğuna hapsolmadan aksine bu dönüşümü kucaklayan, bitimsiz tartışmaların retorik örtüsünü kaldıran bir olumlamayla ilerliyor.
  • Yayın
    Catherine Grant ile video essay üzerine
    (Semire Ruken Öztürk, 2021) Gürkan, İpek
    Metin-tabanlı film eleştirisindeki sınırlılıklar ve onun akademik görünürlüğünün baskınlığı karşısında, video denemeler görsel olanın esnekliğinden faydalanıyor. Yeni multimedya teknolojileri birbirinden görece ayrışmış iki alanı teori ve pratiği bir araya getirmeyi sağlayarak, hem teknik olarak sanatı yeniden düşünmeyi olanaklı kılıyor, hem de video denemelerin film eleştirisinin poetikasını yapmasına yardımcı oluyor. Diğer yandan film eleştirisindeki form ve medyum değişikliğiyle artık film çalışmaları alanının kendinden başka alanların kavramlarıyla düşünen -kaba tabirle iş gören- sentetik, eklektik bir düşünceler alanı olarak değil, kendi kavramlarını yeniden keşfeden, yaratan bir alan olarak özdüşünümsel bir eleştiriyle kendine döndüğünü görüyoruz. Professor Catherine Grant video denemelerin görsel ve işitsel bir eleştiri yöntemi olarak gelişmesine katkı sağlamış, bu konuda öncü bir isimdir. Grant ayrıca, formun film eleştirisindeki sanatsal ve poetik boyutlarını öne çıkaran akademik bir araştırma alanı olarak tanınmasında ve kabul görmesinde emek vermiş ve çok sayıda video deneme çalışması olan az sayıdan kişiden biri. Grant 2008 yılında, erken bir tarihte çevrimiçi kültürün gelebileceği noktayı önceden tahmin ederek açtığı kişisel bloğu “Film studies for free”de film ve hareketli görüntü çalışmaları alanındaki dijital kaynakları paylaşıyor. Kendisiyle gerçekleştirdiğim bu görüşme, video denemenin önemli alanlarına temas ediyor ve Grant’in samimiyetle verdiği cevaplar bu formun gösterdiği gelişimi daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor. Grant ile görüşmemiz aynı zamanda video denemelerin akademik araştırma alanlarıyla nasıl entegre olduğunun anlaşılması açısından da önemli.
  • Yayın
    Sinema - televizyonda mesleki yeterlilik ve ekonomik kalkınmaya katkısı: sayısal verilerle Avrupa ülkeleri ve Türkiye karşılaştırması
    (Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi, 2017) Büker, Nalan
    İzleyicinin keyifli vakit geçirmesi için üretilen sinema filmleri, televizyon dizi filmleri ve programları, sadece tüketicisinin değil, toplumların da yüzünü güldürecek refah ekonomisinin tam da merkezinde yer alabilir. Sinema ve televizyon endüstrisinin işgücü kaynağını oluşturan bireylerin, mesleki yeterlilik düzeyleri, iç pazarda kaliteyi yükseltirken, uluslararası rekabet koşullarında ekonomik başarıya erişim noktasında da son derece önem kazanmıştır. Ülkeler, yaratıcı endüstriler arasında yer alan sinema filmleri ve televizyon içeriklerinin uluslararası pazar içindeki payının artması sonucu elde edilecek ciro ve katma değerle, ulusal gelirlerini arttırırken, refah toplumu düzeylerini yükseltmektedirler. Bu çalışma kapsamında Türkiye'de ve başta İngiltere olmak üzere Avrupa ülkelerinde sinema - televizyon endüstrisinin güçlenmesi amacıyla biçimlendirilmiş ulusal politikaların ekonomik kalkınmaya yansımasına ilişkin veriler ve bulgular analiz edilmektedir. Türkiye'de bu alanda meslek eğitiminin sınırlılıkları ve istihdam edilmiş kadroların yetkinliklerinin, rekabete erişimde neden olduğu sınırlılıklara ilişkin veriler yer almaktadır. Ancak sorunları gidermeye dönük geliştirilen yeni ulusal politikaların henüz geliştirilmekte olduğu da görülmektedir. Birbirini tamamlayan bu zincirin bileşenlerine ilişkin veriler ışığında süreç yorumlanarak çözüm önerileri sunulmaktadır.